1 Şubat 2013 Cuma
15 Şubat 2011 Salı
3 Şubat 2011 Perşembe
Uğultu için Dipnot
Allen Ginsberg
Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal!
Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal! Kutsal!
Kutsal dünya! Kutsal ruh! Kutsal ten!
Kutsal burun! Dil, sik, el ve kutsal kıç deliği!
Her şey kutsal! Herkes kutsal! Her yer
kutsal! Her gün ahrette! Sokaktaki adam
bir melek! Kıç yüce melek kadar kutsal! deli
adam senin kadar kutsal ruhum kutsal!
Kutsal daktilo, kutsal şiir, ses
kutsal, dinleyiciler kutsal, kutsal coşku!
Kutsal Peter, kutsal Allen, kutsal Süleyman, kutsal Lucien
kutsal Kerouac, kutsal Huncke, kutsal Burroughs
kutsal Cassady, bozulmuş meçhul ve dertli kutsal dilenciler
iğrenç kutsal insan melekleri!
Deliler evindeki kutsal annem! Kansaslı
büyükbabaların kutsal çükleri!
İnleyen kutsal saksafon! Kutsal popun vahyi!
Kutsal cazbantlar, esrar, yenilikçiler, barış
uyuşturucu ve davullar!
Gökdelenlerin ve kaldırımların kutsal yalnızlığı!
Milyonlarla dolup taşan kutsal kafeteryalar! Caddelerin
altında akan kutsal gözyaşı nehirleri!
Kimsesiz kutsal Vishnu! Orta sınıfın kutsal büyük lambası!
İsyanın çılgın kutsal çobanları!
Los Angeles'ın çukurunu kazan Log Angeles'tır.
Kutsal New York, San Francisco, kutsal Peoria
ve Seattle, kutsal Paris, Tangiers, Moskova,
kutsal İstanbul!
Sonsuzlukta kutsal zaman, zamanda kutsal sonsuzluk
uzaydaki kutsal saatler, kutsal dördüncü boyut, kutsal
beşinci enternasyonal, Moloch'taki kutsal melek!
Kutsal deniz, kutsal çöl, kutsal demiryolu, kutsal
lokomotif, kutsal vizyonlar, kutsal halüsinasyonlar
kutsal mucizeler, kutsal göz küresi
kutsal uçurum!
Kutsal bağışlayıcılık! merhamet! sadaka! iman! Kutsal! Bizim!
vücutlar! acı! alicenaplık!
Doğaüstü, ekstra görkemli zeki
ruhun kutsal şefkati!
Türkçesi: Mustafa Burak Sezer
Karayazı 13. Sayı, Kasım-Aralık 2010
Footnote to Howl
Holy! Holy! Holy! Holy! Holy! Holy! Holy! Holy! Holy!
Holy! Holy! Holy! Holy! Holy! Holy!
The world is holy! The soul is holy! The skin is holy!
The nose is holy! The tongue and cock and hand
and asshole holy!
Everything is holy! everybody's holy! everywhere is
holy! everyday is in eternity! Everyman's an
angel!
The bum's as holy as the seraphim! the madman is
holy as you my soul are holy!
The typewriter is holy the poem is holy the voice is
holy the hearers are holy the ecstasy is holy!
Holy Peter holy Allen holy Solomon holy Lucien holy
Kerouac holy Huncke holy Burroughs holy Cas-
sady holy the unknown buggered and suffering
beggars holy the hideous human angels!
Holy my mother in the insane asylum! Holy the cocks
of the grandfathers of
Holy the groaning saxophone! Holy the bop
apocalypse! Holy the jazzbands marijuana
hipsters peace & junk & drums!
Holy the solitudes of skyscrapers and pavements! Holy
the cafeterias filled with the millions! Holy the
mysterious rivers of tears under the streets!
Holy the lone juggernaut! Holy the vast lamb of the
middle class! Holy the crazy shepherds of rebell-
ion! Who digs Los Angeles IS
Holy
Holy
Holy time in eternity holy eternity in time holy the
clocks in space holy the fourth dimension holy
the fifth International holy the Angel in Moloch!
Holy the sea holy the desert holy the railroad holy the
locomotive holy the visions holy the hallucina-
tions holy the miracles holy the eyeball holy the
abyss!
Holy forgiveness! mercy! charity! faith! Holy! Ours!
bodies! suffering! magnanimity!
Holy the supernatural extra brilliant intelligent
kindness of the soul!
Allen Ginsberg
4 Aralık 2010 Cumartesi
Tünemek için Ev, Kay Ryan
Kay Ryan
Piliçler
kuşatıyor ve
günü ortadan
kaldırıyor. Güneş
parlak, ama
piliçler
yolda. Evet,
gökyüzü
piliçlerle kaplı,
piliçlerle sıkışık.
Dönüyorlar ve
sonra yine
dönüyorlar.
Bunlar piliçler
birini aynı anda
salıyorsun
ve küçük-
çeşitli türleri.
Şimdi
tünemek için eve
geliyorlar— hepsi
aynı cins
aynı hızda.
Çeviri: Mustafa Burak Sezer
Kasım / 2008 / İslamabad
Yedi Iklim, Sayı: 231 Haziran 2009
...........................................
Home to Roost
By Kay Ryan
The chickens
are circling and
blotting out the
day. The sun is
bright, but the
chickens are in
the way. Yes,
the sky is dark
with chickens,
dense with them.
They turn and
then they turn
again. These
are the chickens
you let loose
one at a time
and small-
various breeds.
Now they have
come home
to roost — all
the same kind
at the same speed.
18 Ekim 2010 Pazartesi
Muzip, Aykırı bir Şair: Kay Ryan
Mustafa Burak Sezer
Kay Ryan kozmosla kısa bir görüşme yapana kadar şair olabileceğini tahmin etmiyordu. 1976'da West Cost'dan Doğu'ya doğru süren, uzun bir bisiklet yolculuğuna çıkmıştı. Kolerado'nın kayalık dağları arasında bisikletini sürerken, aklına, "Bir yazar olabilir miyim?" sorusu geldi. Kozmos soruyla karışık bir cevap verdi: "Bir yazar olmak istiyor musun?"
Kay, evet dedi, bunu her şeyden daha çok istiyordu. Bir kaç yıl sonra, Kay ve arkadaşları kendi imkanlarıyla ilk kitabını yayınladı: "Dragon Acts to Dragon Ends." (Ejderha Tarihinden Ejderha Sonlarına)
Kay Ryan genellikle kısa mısralı, kısa şiirler yazan bir şair. Şiirleri sayfa üzerinde basit duruyormuş ve kolayca okunuyormuş imajı veriyor ama temasal olarak oldukça kompleksler. Bir kerede birden fazla şeyi sunan bir şiiri var Ryan'ın: kederli, gülünç, rahatsız eden ya da gizemli, korkutan ama umutlu bir şiir. Ryan kelimelere maskaralık yaptırmayı, onlarla oynamayı seven bir şair. Kafiyeyi, umulmayan yerlerde kullanmaktan hoşlandığını söylüyor.
Kay Ryan, "şiirin, dil ile yapılan iletişimin, en mahrem, en özel biçimi" olduğunu söylüyor. Kaç tane veya ne kadar az okuyucusu olursa olsun, değerini asla yitirmeyeceğine inanıyor. Ryan'ın şiir yazmak isteyenlere tavsiyesi: "Çok okuyun. Şiir olması şart değil. Bilim, felsefe, gazete, cinayet romanları ve tüm diğer türleri okuyun. Dile aşık olmak güzel bir şey."
Ryan bir çok ödül kazanmış bir şair. Sık sık Amerikan şairi Emily Dickinson'la karşılaştırılıyor ama Ryan bundan hoşlanmıyor. Favori şairleri arasında, Amerikalı William Carlos Williams, Robert Frost, Polonyalı şair Wislawa Szymborska ve Portekizli şair Fernando Pessoa bulunuyor.
Kay Ryan 1945'de doğmuş Amerikalı bir şair ve eğitimci. Ryan altıncı şiir kitabı, The Niagara River'ı (Niagara Nehri) 2005'te yayınladı. İlk kitabı `Dragon Acts to Dragon Ends`, daha önce de belirttiğimiz gibi arkadaşlarının da katkısıyla tamamen kendi imkanlarıyla 1983'te yayımlandı. İkinci kitabı, Strangely Marked Metal (Tuhaf Mimli Maden) (1985) için bir yayıncı bulan Ryan'ın çalışması, bazı şiirleri antolojilere girene ve ulusal dergilerde eleştirilene kadar, neredeyse 1990'ların ortasına kadar farkedilmedi. 2004, Ruth Lilly Şiir Ödülünü kazandıktan sonra tanınmaya başladı. Temmuz 2008'de, Charles Simic'in halefi olarak, Kongre Kütüphanesi (Library of Congress) tarafından Amerika'nın Büyük Şairi (Poet Laureate) seçildi.
Kırık bir şair olarak Ryan
Emily Dickinson ve Marianne Moore gibi Ryan, zekanın ve dilin orjinalitesinden hoşlanır, en umulmadık yerlerde şiirle dalgasını geçer. “Klişelerin rehabilatasyonu”nu şairin bir misyonu olarak görür. Kurnazca karakterize edilmiş, şaşırtıcı uyaklar ve çabuk ritimlerle Ryan’ın yoğun şiirleri muzip bir nüktedanlık ve sıradışı bir bilgelikle doludur.
Ryan’ı 2003 modern Amerikan şiiri antoloji kitabına ekleyen J. D. McClatchy, şair hakkında, “Ryan’ın şiirlerinin, Erik Satie minyatürleri veya Joseph Cornell'in kutuları gibi yoğun, neşeli ve tuhaf ilişkileri vardır. Bugünün edebi kültüründe Ryan bir anomalidir(aykırılık): Dickinson gibi şiddetli ve eliptik (eksiltili) ve Frost gibi kaygısız ve eseflidir. Şiire yaşanmış bir hayatla başlayan ama hâlâ keder ve tereddütle körelmiş ve bu hâli yaşam hakkındaki fikirlerine kılavuz kılmış şairler vardır. Bir de şiire fikirlerle başlamış, hayatı teorilerine doğru çeken şairler vardır. Marianne Moore ve May Swenson bu ikinci türe giren sanatçılardandı, Kay Ryan da öyle” der.
Bir şair olan ve Sanat için Ulusal Bağış (National Endowment for the Arts) kurumunun başkanlığını yürüten Dana Gioia, Ryan’ın ilk destekçilerinden biriydi; Gioia şairi, düşünceli, şaşkın, müşfik ve son derece septik aykırı bir tip olarak tanımlıyor. Gioia, “Ryan kıvırabilirse kesinlikle dünyanın bir parçası olabilir. Bunun için gerekli koşullara sahip olan bir şair. Bu onu bazı yönlerden Dickinson’a benzetiyor” diyor. Ryan’ın şiirleri genellikle, oldukça kısadır. Dana Gioia, Ryan üzerine yazdığı ilk denemelerinden birinde, şairin şiirinin yönüsü hakkında konuşmuştu: “Ryan, bize şiirin akıl çelen gücünü hatırlatıyor, okuyucunun zihnini, hayal gücü ve hislerini nasıl meydana çıkarıp, ödüllendirdiğini gösteriyor. Ryan’ın muhteşem bir şekilde kısaltılmış şiiri, kısa şiirin ortaya çıkan yeni ustaları Timothy Murphy, H. L. Hix ve emektar ustalar Ted Kooser ve Dick Davis gibi şairlerle yan yana gelerek, vecizliğin (concision veya icaz sanatı) ve yoğunluğun dönüşünün sinyalini veriyor."
Bir çok eleştirmen, Ryan ve Marianne Moore şiirinin arasındaki benzerliğe dikkat çeker. Charlotte Muse bu babta, Ryan’ın “Mirage Oases” ve Moore’ın “By Disposition of Angels” adlı şiirlerinin karşılaştırmalı olarak okunmasını önerir. Moore ile olan akrabalık hakkındaki diğer görüşlere bir ilave olarak, May Swenson, Stevie Smith, Wendy Cope ve Army Clampitt gibi eleştirmenler de Ryan’la olan benzerliklerini tartışmıştır. Nitekim Katha Pollitt, Ryan’ın dördüncü kitabı Elephant Rocks’ın (1997), William Blake tarafından tekrar yazılmış bir Stevie Smith olduğunu, ama Say Uncle’da (2000) Ryan’ın George Herbert’in ve İngiliz komedi şairi Wendy Cope’un şairane bir dölü olarak ortaya çıktığını yazdı. Başka bir eleştirmen ‘Say Uncle’ hakkında, “Ryan’ın tesadüfi edası ve geleneksel bilgeliğe kafa sallaması, A. R. Ammons veya ona uzaktan bağlı olan Emily Dickonson hayranlarına Ryan’ı sevdirebilir. Ama şiirinin dar yapısı, sıra dışı uyakları ve etiksel hükümleri, Ryan’ı daha çok Marianne Moore ve ondan sonra gelen Amy Clampitt’in geleneğine yerleştiriyor” diye belirtiyor.
Ryan’ın nüktedanlığı, hazır cevaplılığı ve kurnazlığı şiirini eleştirenler tarafından sık sık belirtilir, fakat Jack Foley şairin köklü vakarı üzerinde durur. Foley, Say Uncle üzerine yazarken, “Bu görkemli, sınırlı kitapta, karanlıktan daha fazla, kısa bir “ışık” var. Kay Ryan, ciddi şeyler yazan ciddi bir şair ve ciddi bir gezegende yaşıyor. Ryan kesinlikle komik olabilir ama bu nadiren şairin canını yakar” diyor.
Amerika’ın 16. Poet Laureate’i
Dr. James H. Billington, Ryan şiirini, “bu kalitede bir sadelik şiire son derece yakışıyor. Ryan, küçük imajlar kullanarak, çok sıradan bir şeyi veya sıradan bir duyguyu daha incelikli ve derinden görmenizi sağlıyor” diye yorumluyor.
Ryan, California Üniversitesi’nde öğrenciyken, şiir klubü başvurusunu geri çevirmişti; Ryan, o zamanları, ‘belki de çok yalnızdım’, diye hatırlıyor. Şimdi ise civardaki en seçkin şiir klüplerinden birine kabul edilmiş durumda: Amerika’nın 16. büyük şairi.
30 Kasım 2008 / İslamabad
Kaynaklar:
1- Barbara Klein: Kay Ryan,
2- Kay Ryan (1945- ). Poetry Foundation (2008),
3- McClatchy, J. D. (2003). "Kay Ryan", The Vintage Book of Contemporary American Poetry: Second Edition. Vintage Books, 530.
4- Gioia, Dana (Winter 1998-99). "Review: Discovering Kay Ryan". The Dark Horse (no. 7), http://www.danagioia.net/essays/eryan.htm
5- Pollitt, Katha (November 8, 2000). "Shaking New Meanings Out of Worn Phrases". Slate.com.
6- PW staff writers (24 July 2000). "Review: Say Uncle, Ryan, Kay (Author)". Publishers' Weekly.
7- Foley, Jack. "Kay Ryan, Say Uncle". The Alsop Review.
8- Kay Ryan, Outsider With Sly Style, Named Poet Laureate by Patricia Cohen.
Biyografik bilgi için bknz: http://mustafaburaksezer.blogspot.com/2008/07/amerikann-yeni-byk-airi-kay-ryan.html
21 Eylül 2010 Salı
3 Temmuz 2009 Cuma
küçük büyük lirik türk şiiri
mustafa burak sezer
hep lirik lirik lirik insanlar ne kadar
çok lirik allahım
çok kırıldım allahım
falsolarımız o biçim
seni seviyorum ulan jessica
demedik kötü olduk.
alacağın olsun türk şiiri
bakkallar eskiden veresiye verirdi
vericez diye alırdık
artık mangırı görmeden kimseler vermiyor
artık mangırı gören cennetlik
artık monuci belluci bir hayal
artık sen global krizden topu diktin
yüce toplar bile krize karşı koyamadı
onlar da donları indirdiler.
ne diyorsam liriklikten azizlikten işsizlikten başıma geldi
imgenin azizliği höttürü höttürü neler biliyorsanız
size hayat hikayemi anlatmıycam size
hikaye mikaye yok.
gidin sütünüzü için. gidin diskoya
manyak manyak tepinin. sikimde değil.
üstelik bir jetsikim bile yok
bütün şehir çıldırdı.